Çok değil birkaç ay önce eleele pozlar verip kuracakları 6'lı masa koalisyonu için oy isteyenlerin bugün içinde bulundukları durum, Türkiye'nin 28 Mayıs'ta nasıl bir felaketin eşiğinden döndüğünün kanıtı.
Zira masaya otururken dertlerinin Erdoğan'ı değil birbirlerini ekarte etmek olduğunu itiraf ediyorlar.
Bizlerin zamanında yaptığı uyarıları "yandaşlık" diye yorumlayan CHP medyası, şimdi yazdıklarımızı, söylediklerimizi harfiyen tekrarlıyor.
Tablo ortada...
Masanın günah keçisi Kemal Kılıçdaroğlu'nun "bırakmadım" dediği siyasete fiilen dönmesi için tek şansı, kendisini tasfiye edenlerin 31 Mart'ta hezimete uğraması.
Akşener, dün adayına oy istediği CHP'nin DEM'le beraber hareket ettiğini, cilaladığı Ekrem İmamoğlu'nun ve Mansur Yavaş'ın ne kadar güvenilmez, tehlikeli karakterler olduğunu anlatıyor.
Ümit Özdağ'ın MİT başkanı olacağı bir iktidar için Kürtlerden oy istemeyi ve de almayı başaran DEM ise "kent uzlaşısı" diyerek yine aynı cepheyle ittifak yapıyor.
Toplasan yüzde 1 bile etmeyen sermayelerini Yeniden Refah'a kaptıran masanın diğer sakinleri ise zaten gemiyi ilk terk edenlerdi. "Türkiye'nin verilmiş sadakası varmış ki kazanamadık" noktasındalar. Armağan ettiği milletvekillerini hatırlatıp "Azıcık vefa" diyen CHP'ye "vermeseydiniz" diye söylenmekle meşguller.
CHP'nin yeni genel başkanı Özgür Özel ise "İmamoğlu bir daha kazanır ve anketlerde Erdoğan'ın önüne geçerse cumhurbaşkanı adayı olması için üzerime düşeni yaparım. Ama o başarıda değilse, Ekrem Bey kendisi 'Macera aramayalım, o arkadaşın arkasına geçelim' der" sözleriyle emanetçiliğini ve misyonunun sadece Kemal Bey'i göndermekten ibaret olduğunu tescilledi.
Özel'in koltuğunu korumak için tek şansı, "Ama Mansur başkanın Ankara'daki başarısını görmezden gelmek de doğru değil" diyerek altını çizdiği, öne çıkardığı Yavaş'a sığınmak. Hele bir de İmamoğlu kaybederse...
***
ADAM HAKLI, BU KADAR UZUN SORU MU OLUR?
Özgür Özel, CHP Genel Merkezi'nde CHP'li gazetecilerle yaptığı söyleşide Şirin Payzın'ın bitmek bilmeyen sorusu karşısında patlamış.
Videoyu izledim. Özel yerden göğe kadar haklı.
Payzın'a "Bir daha sor" deseniz sorusunu tekrar edemez.
Çünkü merak ettiğini değil, kafasındaki politik mesajı tekrarlatmak için soruyor. Bir yandan da yaptığı şeyin yanlış olduğunu bildiği için lafı dolandırıyor da dolandırıyor.
Bağımsız, tarafsız gazeteci ya!
***
BİRTAKIM MÜNFERİT...
DEM Eş Başkanı Tuncer Bakırhan, "Kapım herkese açık, DEM hariç" diyerek oy isteyen CHP'nin Afyon Belediye Başkan adayı Burcu Köksal'a şu sözlerle tepki gösterdi:
"Bir belediye başkan adayı çıkmış, CHP belediyeyi alırsa DEM Partililer kapıdan giremezmiş diyor. Bu yaklaşım düşmanlıktır. Bizim kapımız ise herkese açıktır. Araplara, Türklere, Alevilere, Sünnilere... 31 Mart'ta bunlara gerekli olan cevabı verecek miyiz?"
Kim "bunlar" dediğiniz Tuncer Bey?
CHP içindeki "çürük elmalar" mı?
İlahi Tuncer Bey.
CHP'yi Kürtlere mi anlatıyorsunuz?
***
KİM DİZİ İZLEYİP KONSOMATRİS OLMAYA KARAR VERİR?
Her dönem revaçta olan "Diziler halkımızın ahlakını bozuyor" tartışması hız kesmeden devam ediyor.
Bir internet sitesine konuşan konsomatris A.Y., "Şu an çalıştığım yerde 7 tane yeni başlayan, bu sektöre özendiği için gelen kız olduğunu biliyor musunuz? Bu dizinin çok etkilediğine yüzde 100 eminim" demiş.
Konsomatris olmaya karar vermek için bir dizi izlemesi kâfi olan da ne bileyim, bence bahane arıyordur.
Öyle ya, aranızda dizi izledikten sonra ahlakının bozulduğunu düşünen var mı?
Ayrıca aklı başında insanlar uzak dursa da lümpenliğin yüceltildiği, sıkıcı, ağlak, B sınıfı bile sayılamayacak bu diziler reyting rekorları kırıyor. Demek ki Türkiye bu tadı seviyor. Nitelikli, ciddi işlerin yüzüne dönüp bakan bile yok.
Belki de dizilerin ahlakını halk bozuyordur.